28 Nisan 2013 Pazar

Konuşma Sebebin


   Doğar doğmaz vuruyorlar sırtımıza hadi bakalım hayat yolculuğun başladı kolay gelsin deyip bırakıyorlar küveze. Ne olduğunu bilmeden, anlamadan ağzına süt doluyor, o doldukça sen emiyorsun, sen emdikçe o doluyor. Hayatında karşılaştığın ve hoşuna giden ilk kısır döngü... Süt daha sonradan mide olduğunu öğreneceğin organa giriş yapıyor, seni rahat tutuyor, sıcak tutuyor. Gözlerin sonra biraz olsun farkına varmaya başlıyor hayatın boyunca karşılaştığın en güzel kadını görüyorsun, en temiz yürekli, en iyi kalpli, en muhteşemini görüyorsun. Sen ağladığında o ağlıyor, etrafında pervane oluyor, tıpkı o büyüyünce dalga geçeceğin, "haha, ben buna mı sığıyordum" diyeceğin o minik yatağının üstüne asılan dönen oyuncaklar gibi. Sen güldüğünde neşe saçıyor, ama ne büyük bir haz, ne büyük bir sevinç kaynağı; bırakın rüzgardan sudan enerji üretmeye çalışmayı, o kadının neşesini kullanın. Kimse öyle gülemez, kimse onun kadar güzel olamaz.

26 Nisan 2013 Cuma

Toprak Kokusu

Yağmur yağsa diyorum. Bahar yağmuru ama. Güneşin altında ıslansak. Toprak ıslansa. Yaysa hafifçe esen rüzgarla kokusunu. O herkesin çok sevdiği toprak kokusunu... İçimize çeksek o kokuyu, altına bıraktıklarımızla hasret gidersek ciğerlerimizde. O kokuyla birlikte dolsa ciğerlerimize gidenlerin kokusu. Toprağa sinmiş kokuları gelse yanımıza, alıp götürse bizi de onların yanına. Gözlerimizden akan yağmurla bizi ıslatan birleşse. Bahar yağmuru yağsa ve kendisinin dışında yağmurlara maruz bıraksa bizi. Bahar yağmuru yağsa ve saklasak yağmurlarımızı onun arkasına. Güneş bile saklanıp ağlasa. Başımı omzuna saklayıp yağmurda ıslanan gözyaşlarımı akıtsam omzuna...

24 Nisan 2013 Çarşamba

Benim Saatim


Benim saatim sıcak saat, bellidir
İki mevsim uyanırım yılda
Çoğunuz kalkmadan yanınızdan geçerim
Dışarıdaki vaktinizde bölünürüm
Uykularda

Balıklar su içer mi merak ederim
Çıktı mı kiraz çiçekleri, ayağım sahillerde
Vakitlice yaz otellerinde yaşar anılarım
Bir de
Tarifim okunmayan önsözlerde

Şimdi kim bilir kimin cebindeyim
Denkleştiriyor beni çocuk
Bir sigara parasına
Belki de altlık yapıyor
Dökmeye elinin yetmediği
Evinin bir peynir ekmeğine

Benim saatim sıcak saat, bellidir
Bildiğim tek şey sevmek
Bildiğim tek adamın uzunca kirpikli
Cihanın en güzeli gözlerinde.

6 Nisan 2013 Cumartesi

Zambak

   Dudaklarını alnından ayırdı. Sıcacıktı alnı ama biraz önceki kontrol ettiğine nazaran biraz düşmüştü ateşi. Onun vücudu sıcaktı, ateşi vardı, kendisinin ise kalbi cayır cayır yanıyordu. "Yağmurun altında bekletmeseydim böyle olmayacaktı, ateşi çıkmayacaktı, yatmayacaktı şimdi yatakta bitap bir halde. Uyuyan bir meleği andırıyordu beline kadar çekili yorganın altında. Göğsünün inip kalkışını izlerken kendisine küfrediyordu.

1 Nisan 2013 Pazartesi

Sessizlik...


- Sessizliği bozmak ve onu oluşturmak için gerekli iki şeye ihtiyacımız var, birbiri için atan iki kalbe... Birbiri için atarken tek bir ses halini alan iki kalbe ihtiyacımız var. Tek bir ses halinde atan kalpler öyle anlar yaşıyorlar ki nefesler duruyor, o kalpler atmamaya başlıyor, zaman duruyor. İçeriyi sadece alınmayan nefeslerin, atmayan kalplerin, ilerlemeyen yelkovan ve akrebin sesleri dolduruyor...