12 Haziran 2013 Çarşamba

Sigara

   Bir sigarayı daha söndürüyorum, içinde yer kalmamış küllükte. Bir başka izmaritte kıvrılıp, ateş, ona yaptığım bu işkenceye son vermem için elimi yakıyor, her seferinde. Senin dediğin gibi "umurumda değil" diyorum her hızla elimi çekişimde, her elimi yakışımda bırakıyorum söndürmek istediğim izmariti. Bir süre daha kendince yanıyor, kendini yakıyor, yiyip bitiriyor. Ben de öyleydim bir zamanlar; yanıp tutuşurdum birileri için, bir şeyler için. Her canım yandığında bırakırdım yanıp tutuşmayı, işte o zaman başlardı kendimi yakmam, tüketmem. Peşinde koştuğum şey bana işkence ediyor gibi gelir, vazgeçer, işkencemi böylece başlatırdım. İzmaritin yanmasından çıkan o iğrenç koku gibi yayılırdı hissettiğim kaybetmişlik. O sönmemiş izmaritin, diğer izmaritleri yakması, tüketmesi gibi benim kaybetmişliğim de bulaşıcıydı.

   Bir sigara daha çekiyorum, küllükteki duman daha dağılmadan. Bir nefes giriyor ciğerlerime, yol göstermeme gerek kalmadan dolduruyor her bir köşeyi. Her nefeste gözüme duman kaçıyor, intikamını alıyor bir öncekinin. Ağlıyorum... Seni bekliyorum, "Gözüme bir şey kaçtı, o yüzden." diyebilmek için. Sigara içmediğim zamanlarda, yani seninle ayrılmadan önce, duman yerine senin üzüntülerin, dertlerin, kızgınlıkla söylediklerim kaçıyor ve ağlıyordum. Ağladığımda yanıma gelirdin çünkü. Oyun olmuştu belki de benim için bu. Şimdi her canım yandığında -seni hatırladığımda- bir sigara yakışım gibi, her seni özleyişimde ağlıyor ve seni bekliyordum. Şimdi de özlüyorum, ağlıyorum ve bekliyorum. Gerçekten bekliyorum ve sen gelmiyorsun. Daha çok ağlıyorum, daha fazla çekiyorum içime; içimdeki sen boğulsun diye, daha fazla gözüme kaçıyor duman.

   Bir sigara daha bitiriyorum, küllükte hala yer yok. Ve ben bir nefes daha alıyorum, dudaklarım yanıyor, parmaklarım da. "Seni seviyorum" dediğinde, bir gün demeyeceğini düşünerek acı çekişimi hatırlatıyor. Tüm vücudum korkuyla titrerken, yanmaktan korkarak, bir nefes daha alıyorum. Her seni seviyorum deyişinde, parmağımı dudaklarına götürür, dudaklarımla, bir öpücükle mühürlerdim. Korkardım, bir gün gelecek ve o dudaklardan "seni seviyorum" çıkmayacak diye mühürlerdim. Bir gün tükenmesinden korktuğum için çıkmasını engellerdim; "ben de seni" demek yerine. Şimdi her sigaramı sonuna kadar çekiyorum; seninle sonuna kadar yaşayamadığım için. Parmaklarım ve dudaklarım yanıncaya kadar içime çekiyorum; seni seviyorum'u mühürlediğim parmak ve dudaklar yanıncaya kadar.

   Bir sigara daha bitiyor, ben fark etmeden. Ucunda duran ateş yavaşça üzerime düşüyor, bazen de yere. Ama hep bir yeri yakıyor. Hayal kırıklıklarım aklıma geliyor, suya düşüp kırılan hayallerim. Çoğu senden oluşan hayallerim... Ben daha kurmaya devam ederken, fark etmeden yerle bir olan hayallerim... Sonu üç nokta olacak hikayemize, ben fark etmeden koyduğun son noktayla tuzla buz olan hayallerim... Sigaranın her yere düşüşündeki gibi, her dökülen, kırılan hayallerim de kalbimi yakmıştı. Sönmeyen kıvılcımlar, büyük alevlere sebep oluyordu, o yüzden söndürmedim yere düşen ateş parçasını.

   Paketteki son sigarayı alıyorum artık. Sigarayı daha yakmadan; gözüme duman kaçıyor ve ben ağlamaya başlıyorum, dudaklarım alev alev yanıyor. Daha sigara bitmeden ateşi yere düşüyor benimle birlikte. Sigara bitmeden, tükenmeden, ben gidiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder