-Uzun zaman oldu yazmayalı...
-Ne yazması manyak mısın? Sohbet ediyorduk en son, ne ara gittin kalem kağıt aldın eline?
-Yazmak için gerek var mı kaleme ya da kağıda?
-Kalemle kağıdın aşkından doğan çocuklardı bizim okuduklarımız. Sen onlar olmadan ne okutacaksın bize?
-Hiçbir şey
-Hiçbir şey mi?
-Evet, kimseye bir şey okutmak zorunda değilim. Kendim için yazıp, kendim için okuyacağım, bir başıma güleceğim, bir başıma ağlayacağım... İşte öyle bir yazı yazacağım.
-Sen sadece düşünmekten bahsediyorsun. Hayal kurmaktan, olmayan bir dünya oluşturmaktan...
-Okuduklarında öyle şeyler değil mi?
-Öyle ama eylem de var onlarda. Düşünüp, hayal kurduktan sonra yapılan bir eylem, "yazma" eylemi... Bu eylemi atarak nasıl yazabileceğini düşünebilirsin ki?
-Farklı bir şey deneyeceğim işte. Farklı olacak, hiç yapılmamış bir şey, ilk defa kalemsiz kağıtsız yazacağım.
-Bir saniye, bahsettiğin şeyi sadece sen yazacaksın, sadece sen okuyacaksın, sadece sen gülecek, onun tadına, zevkine sen varacaksın değil mi? İkinci bir kişi olmayacak?
-Evet, sadece ben.
-O zaman bu yaptığın şeyin farklı olduğunu, ilk olduğunu, hiç yapılmadığını nereden biliyorsun? Nasıl bilebilirsin? Eğer kimse bilmeyecekse, kimse dahil olmayacaksa bu eylemsizliğe, kimsenin haberi olmayacaksa daha önceden yapılmış olabilir bu. Kimse de fark etmemiştir, daha doğrusu kimse fark edememiştir. Bu yüzden sen de bilemezsin ilk olduğunu, farklı olduğunu.
-Okuyucu kitlem için ilk olacak ama.
-Okuyucu kitlen mi? Sadece sen okuyacaksın sanıyordum.
-...
-Ha, anladım, senin için ilk olacak?
-Evet.
-Söz uçar, yazı kalır.
-"Tekrar okumak isterse "okuyucu kitlen"" diyorsun, yani?
-Evet, öyle diyorum.
-Yazılmayan bir yazı için "okumak" pek doğru olmuyor galiba. O yüzden "tekrar okumak" yerine "hatırlamak" diyebiliriz. Bunu dersek senin soruna gerek bile kalmaz.
-...
-Hatta bazıları benim yaptığım bu eylemsizliğe "yaşam" diyor.
"İntiharı düşündüğü her zaman, "yazdığı" bu yazıyı "tekrar okuyordu". "Okuyucu kitlesinin" sadece kendisi olan bir kitabı daha bitirdiği için hissettiği mutluluk, intihar etmesine sebep olacak tüm o kötü düşüncelere ağır basıyor, onları silip süpürüyordu. Böylece yeni bir yazı "yazmak" üzere bu "eylemsizliğe" devam ediyordu."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder