19 Ekim 2013 Cumartesi

Uçurum Kenarı Dialogları 4

-Hayatımı sonlandıracak olsam vazgeçebileceğim bir yöntemle yapardım bunu.
-Nereden çıktı bu?
-Hiç, aklıma geldi. 
-Nasıl bir yöntemle sonlandırmak isterdin,peki?
-Alnıma silah dayamak mesela. Kontrolün tamamen ben de olduğu bir yöntem. Ya da boğazıma bıçak saplamak. Ya da ne bileyim bu tarz bir şeyle.
-Vazgeçmek istersen vazgeçebileceğin bir şeyle öldürürdün yani?
-Aynen öyle. Dışarıdan kimsenin müdahale etmesini de istemezdim, edebileceği bir yöntem de seçmezdim. Hap içmek, bileklerimi kesmek gibi veya bunları kimsenin beni rahatsız etmeyeceğinden emin olduğumda yapardım.
-Karar vermişken gözlerini, öbür tarafta, ya da mezarının içinde açman gerektiğini düşünürken; bir hastanede açmak istemezdim ben de. 
-Büyük bir şok olurdu benim için. Hayattaki başarısızlıklarımdan dolayı intihar ettiğimi düşünsene, hayatımı sonlandırmakta bile başarısız olmuş bir şekilde gözlerimi açıyorum hayata tekrardan. Ayrı bir intihar sebebi.
-Bir de hastanede açtığında neden intihar etmeye çabaladığını sorup duracak insanlar...
-Başarmış olsan, yani geberip gitmiş olsan böyle bir sorunla karşılaşmazdın. Ailen kendileri çözmeye çalışırdı. "Bu çocuk niye yaptı bunu?" deyip deyip ağlaşırlardı.
-Son sürat hiç sarsılmadan giden sapasağlam bir araba düz yolda niye duvara çarpar? Büyük bir bilmece. Ailene sorabileceğin en gizemli ve çözülmesi imkansız bir bilmece olurdu.
-Bir de hiç tanımadığım insanların hayatını ölümümle mahvetmek istemezdim.
-O nasıl olacak?
-Şehrin ortasında bir apartmandan aşağı atıyorsun kendini, şans eseri apartmanın altından da biri geçiyor.
-Tam on ikiden, adamın üstüne, bilmem kaç km hızla gelirken... 
-Yani benim yüzümden ölüyor ya da sakat kalıyor. Ölmüş olsam bile istemem böyle bir şeye sebep olmak.
-Onu düşünebilecek durumda olacağını sanmıyorum. Beynin kaldırım taşlarının arasını doldururken bunu düşünemez herhalde.
-O kadar yüksetten mi attın aşağı beni? Arabayı bir yere vurarak ya da göle, denize sürerek de denemezdim ölmeyi. 
-Sağlam küfür yerdin. 
-Değil mi? Trafiğin akmasına engel oluyorsun mesela ya da ne bileyim, bir sürü polis gelip senin cesedini arıyor, arabanı çıkartmaya çabalıyor.
-Kötü tercih.
-Ama kesinlikle yapmam dediğim bir tek uçurumdan atlamak olurdu. 
-Tüm kontrolün sende olmamasından ötürü değil mi? Vazgeçmek istesen de vazgaçemediğin bir yol olduğundan ötürü?
-Evet.
-Ben son çare olarak bakıyorum ona.
-Nasıl yani? 
-Yani, yaşamak istese de yaşaması mümkün olmayan birinin yapacağı bir şey. Vazgeçmek istese de vazgeçemeyeceği bir yol. Tamamen boka batmış birinin yapacağı bir şey. Senin hayatını sonlandırma yollarına bakacak olsak tamamen batmadığını gösteriyor. Vazgeçmeni sağlayabilecek bir şeyler olduğuna inanıyorsun. Bu yüzden de deneyecek olsan bile vazgeçebileceğin bir yolla yapmak istiyorsun.
-Yarım saattir konuştuklarımız bu kadar güzel özetlenemezdi?
-Kes dalgayı.
-Neyse, peki sen nasıl bitirirdin hayatını.
-Bekleyerek.
-Nasıl yani?
-Kalbimin durmasını bekleyerek. Ne zaman olacağını bilmeden, bu son atışı mı diye düşünerek. 
-Acı çekerek yani.
-Hayır, yaşayarak.
-Ne zamandır bekliyorsun, peki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder