Önlerindeki koca kütük çıtırdayarak ağır ağır yanıyordu. Sessizce
oturuyordu ateşin önünde. Arada bir rüzgar çıkıyor, paltosuna biraz daha
sarınıyordu her seferinde. Ama bu gece biraz daha şanslıydı. Önünde yanan bir
ateşi ve pek konuşmasa da yanında biri vardı. Evet, bu gece biraz daha
şanslıydı bu tanrıların unuttuğu çölde.
Yanındaki adam öksürdü sanki sessizliği bozmak istercesine. Başını
çevirip adama baktı. Dizine kadar gelen cübbesi ve boğazına sarılmış atkısıyla
öylesine oturan bir ihtiyar. Gece bastırmadan hemen önce karşılaşmışlardı
onunla. İhtiyar ondan hiç çekinmeden yanında kalmasına izin vermiş, ateşini
paylaşmıştı bu soğuk gecede.
"Şehir'den çok uzaktasın evlat" dedi ihtiyar,
"Buraya kadar gelebildiğine göre, sende iş var demektir". Gülümsedi
bu sözleri duyunca. Ancak gülümsemesi onu, o karanlık gecede onu sadece
biraz daha korkutucu yapıyordu. Rüzgar yine uğuldamaya başlayınca sıkıca
sarındı paltosuna.
"Hayaleti kovaladığına kalıbımı basarım" dedi ihtiyar,
her bir kelimenin üzerine tek tek basarak. Elinde tuttuğu değneğini dikti,
yerdeki kumları karıştırmaya başladı. "Ama sen farklısın. Seni harekete
geçiren şey diğerlerinden farklı" dedi. "Öyle" diye cevapladı
paltolu adam, "Söylesene ihtiyar, diğer insanlar neler diyor bu Hayalet
hakkında?"
"Birisi çok güzel bir kadın olduğunu, öbürüyse çok yakışıklı
bir erkek olduğunu söylüyor. Bazısı havada süzüldüğünü, bazısı ise taşları
dokunmadan hareket ettirebildiğini... Hayalet işte. Bütün çöl Şehir'den kaçan
birisinin peşinde" gülümsedi ama daha çok diğer insanlara acır gibiydi
hali. "Çöl evdir evlat, bizim gibilerin evi. Şehir'e girememişlerin
sığınağı. Şehirdeki şehrinde, çöldeki de çölünde kalmalı. Biri diğerinin işine
karışırsa böyle olur işte."
Yavaş yavaş gün doğmaktaydı. Güneşin yükselişini izledi bir süre.
Sonra ihtiyara dönüp "Ben olanları sorgulamıyorum" dedi paltolu adam.
"Etrafımda neler olduğu önemli değil. Ben sadece O'nu istiyorum"
Bakışlarını adamdan yeni doğan güneşe çevirdi "Senin gibi
onlarcası var evlat, bilmediği bir şeyi elde etmek için canını vermeye hazır
olan".
"Ben neyin peşinden koştuğumu biliyorum" dedi paltolu
adam oturduğu yerden doğrulurken.
"O zaman Atareh yardımcın olsun" dedi ihtiyar.
"Atareh onların yardımcısı olsun. Çünkü o benden umudunu
keseli çok oldu."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder