24 Şubat 2013 Pazar

Herşey Olur Bu Hayatta

   Bir tek nefes yakar insanın ciğerlerini. Doğduğunda aldığın nefestir o. İlk aldığın nefes... İnsan yaşı kaç olursa olsun yeniden doğabilir. Bazıları birkaç kez doğar. "Bir yaşıma daha girdim." söylemi buradan gelmiştir. Ben senin gök mavisi gözlerini gördüğümde bir yaşıma daha girdiğimi farkettim. Çünkü aldığım nefes yaktı ciğerimi. Belki gözlerindeki göklere çıktım onlara baktığımda ve oradaki hava yaktı ciğerlerimi.

   Bir insanın kalbi bir kere durur. "Öldü" derler ardından. Yıkar, temizler, bir de gömerler. Üzerine soğuk toprak atarlar. Ardından Yasin okur, mevlüt yaparlar. Yedin olur, kırkın olur, sonra unutulur. Var mıydın yok muydun? Diri diri gömülmek, yaşayan ölü olmak kalbini verdiğini kaybetmekle olur, kalbini kaybetmekle olur,  içindekini görememekle olur... Ben seni kaybettiğimde diri diri gömdüler beni, yaşayan ölü dediler, hatta güldüler. Ben ölmüştüm içimdekiyle beraber.

   Ciğerinin yanmasıyla başlayıp kalbinin durmasına kadar geçen süreye "yaşam" derler, beni de güldürürler. "Bu hayatta herşey olur" derler. Gözlerinden yaşlar akar, kucağına düştüğünde anlarsın ağladığını. Yanaklarından dökülenlerin bıraktığı ıslaklık gösterir sana ağladığını. Ciğerim yandığında bana olmuştu bu hatırlarsan. Ciğerim yandığı için değil. Şükrettiğim için, ölmeden önce seni gördüğüm için şükretmemden aktı onlar... Ben farkında değilken sen gördün halimi, güldün geçtin, arkanı da dönüp gittin. Gülümsersin canın yandığı halde bu hayatta. Çünkü herşey olur bu hayatta... Arkanı dönüp gittiğinde gülümsediğimi görmedin sen. Bir kere bile bakmadın arkana. Elime düştüğünde intihar eden yaşlar, gülümsemem durmuştu tıpkı benim için zamanın durduğu gibi. Sen gitme diye zamanı durdurmuştum. Hüzün vardı bende... Gözyaşlarım akmasaydılar keşke diye düşünüp durdum arkandan bakarken. Özlem sardı dört bir yanımı. Beş saniye öncesinde gözlerini gördüğüm kadına karşı... Görünce aşık olduğum ve şimdi benden gözlerini arkasını dönerek esirgeyen kadına karşı... Merak baş gösterdi ardından. Neydi bu kadının adı? Peki ya kimdi? İn miydi cin mi? Güzelliği meleklerinki gibi olsa da benden o güzelliği saklaması şeytanca bir şey değilde neydi? Hızla arkandan koşmaya başladım, bu hareketimle heyecan da katıldı bana. Senin sayende yapyalnız olan ben bir sürü arkadaş edindim. Bunu fark edince mutluluk selam verdi. Arkana geri baktın sonra benim ayaklarımın dövdüğü yerden çıkan sesleri işitince. Kararsızlık, ne lanet bir arkadaş olmuştu bana. Sana gelmek isterken beni geri geri çeken o oldu. Ardından utanma da geldi ve geldiği gibi bana karşı olduğunu, kararsızlığın en yakın arkadaşı olduğunu söyleyiverdi. Ne çok şey oluyordu bu hayatta? İkisinin kuvveti boyumu aştı ve az önce yeri döven adam aniden durdu. Sen yine güldün. Sen gülünce utanma kocaman oldu. Kendime geleyim diye iki yanağıma attığı tokatların yerleri kıpkırmızı oldu. Gözlerini görünce mutluluk, heyecan, utanmadan bile büyük oldu. Bu ikisinden daha büyük bir şey doğdu. Adının aşk olduğunu söyledi ve ellerimi ıslatmama neden oldu. Sen yine güldün... Şefkat geldi ardından... "Ne de güzel gülüyor değil mi?" diye sordu. Kıskançlık "Hop, haddini bil" dedi. Yanıma geldiğinde gözlerinin güzelliği kelimelerimin yetemeyeceği kadardı. Ben kekeledim sen güldün, ben yaş döktüm ağladım sen güldün, ben kızardım utanmanın attığı tokatlar yüzünden sen güldün. Sen güldün dünyalar benim oldu. Dünyalar benim oldukça içinde küçük bir saray barındıran minik kalbim senin oldu. Sen güldükçe ben senin oldum. Ben senin oldukça sen ben oldun. En sonunda biz olduk.

   Birkaç yıl sonra kötü arkadaşlar edindim, sen tanırmısın onları? Adlarını sayayım sana; nefret, kin, kırgınlık, acı ve daha birçoğu... Sen ben olmaktan vazgeçtin. Gülüşünü en önemlisi gözlerini benden esirgedin. Ben onları göremedikçe aşk küçüldü, mutluluk yok oldu. Kıskançlık utanma ile birlikte çekti gitti. Seninle gelenler seninle gitti. Tam yapayalnız kaldım derken bana bir iyilik yapıp bıraktıkların geldi arkadaş bana. Az önce adlarını saydıklarım... Bana bıraktıkların şimdi yanımdaki kötü arkadaşlar. Her seferinde beni batıranlar... Artık hatırlamaz olduğumda ne gülüşünü ne gözlerini ne de yüzünü sen de kalan kalbim durdu.

   Hayatta herşey olur diyorlar ya çok doğru söylüyorlar. Ben herşeyi yaşadım ve öldüm. Seninle doğdum seninle öldüm. Senin üzerine o yağmurlu günde atılan her ıslak toprakta benim üstüme de attılar buz gibi toprakları. Okunan Yasin'i senin ruhuna gönderirlerken ben ardına "benim de kalbime" deyip öyle Fatiha'yı okudum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder